Merhaba arkadaşlar. Ben Dilan Yıldırım, Dokuz Eylül Üniversitesi, Uluslararası işletmecilik ve ticaret bölümü bu sene üçüncü sınıf öğrencisiyim. Work and Travel macerasına nasıl katıldım. Ne gibi tecrübeler kazandım ve neler yaşadım; size bunlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle programa katılma şeklim hepinizde olduğu gibi bir arkadaşımın “ya ben Work and Travel yapmak istiyorum ingilizcemi geliştirmek için sen ne düşünüyorsun gitmek ister misin Amerika’ya ?” demesiyle başladı ve benim de “tabi ki isterim!’ dememle devam etti
Vize Aşaması
Work and Travel şirketini bulduk, evrakları tamamladık , ödemeleri yaptık ve vize görüşmesini heyecanla beklemeye başladık. Acaba bana vize verirler mi, ya vermezlerse o kadar da para yatırdım ya boşa giderse, ya arkadaşım gider de ben gidemezsem gibi soruları düşündüğümüz çok oldu. Vize görüşmesi en gerildiğimiz çok fazla stress yasadığımız aşama sanırım. Ben İzmir’den İstanbul’a gittim görüşme için. Gece bütün soruları gözden geçirdim kendi kendime prova yaptım ve uyuyamadım ama vize mülakatı girdiğim en kolay mülakattı diyebilirim. Güler yüzlü ve kendinizden emin olursanız doğru cevaplar veremeseniz bile anlıyorlar sanırım gitmeyi ne kadar çok istediğimizi, ve sonuç olumlu oluyor. Vize görüşmem bir iki dakika sürdü ve inanamadım bu kadar kolay olmasına .
Amerika’daki İşimizin Belirlenmesi
İş konusuna gelecek olursak, benimki biraz karmaşık oldu. Şöyle ki ben ve arkadaşım ilk olarak İstanbul’daki iş fuarına katıldık. Biz Wisconsin’da Kalahari’de calışmak için onun mülakatına girmek istiyorduk sonra bir kaç aksilik oldu ve onun mülakatına giremedik. Texas’taki Galveston adasında bulunan Pleasurepier’de ride attendant olmak için mülakata girdik ve bir kaç gün sonra cevap mail geldi, işe alındığımız söylendi. Her şeyimiz hazırdı yolculuğa bir hafta kala Texas’ta kalacak yer sorunu olduğu icin oraya gidemeyeceğimiz başka bir işin ayarlanacağı söylendi. Arkadaşım beni aradı “Dilan hazırlığını yap Washington DC’ye gidiyoruz hem de iki gün erken yola çıkıyoruz.” dedi. Hayda güler misin ağlar mısın? Sonra planlar yapmaya başladık “oooo başkente gidiyoruz New York’a da gideriz, yakın yerleri gezeriz..” diye.
Amerika’dayken İşimizin Değişmesi

Work and Travel 2016 Dilan Yıldırım
12 saatlik uçak yolculuğu, aktarmalar, otobüsler derken Washington DC’deki yeni iş yerimiz olan Six Flags America’ya geldik, akşam saat 10’da. Orası saat 9’da kapanıyormuş. Nerede kalacağız ne yapacağız hiçbir şey bilmiyoruz. HR’a gittik, bizi görünce şoke olan bir kitleyle karşılaştık. Ellerde bavullar “Biz J1’nız Türkiye’den geliyoruz, burada çalışacağız” diye açıklamalar yapmaya çalışıyoruz. Meğer bizden haberleri yokmuş. Bize bir otel ayarladılar, iki gün sonar lifeguard eğitimleri başladı. İki gün sınıfta, dört gün de havuzda eğitim aldık. 40 derece sıcakta… Hayatımda hiç bu kadar bronzlaşmamıştım Sonra bize ev de ayarlandı. Burada kalacaksınız artık diye. Sınav günü geldi çattı ama kimse bize bir şey söylemiyor hatta sınav günü için siz izinlisiniz dediler. Ertesi gün ise gittiğimizde “üzgünüz burada calışmanız imkansiz sınavdan geçemediniz, çünkü hocalarınız CPR yapmanızı beğenmemişler ve ingilizceniz de kötü” dedi sayın manager (!). Sonra Work and Travel şirketini ve DS Sponsorumuzu arayıp durumu anlattık ve bize başka bir eyalette başka bir iş ayarladılar. Wisconsin Dells’teki Kalahari’de housekeeper olacağımız söylendi. Seçim şansımız yoktu, eşyalarımızı hazırladık ve yola koyulduk. Yine uzun bir yolculuktan sonra nihayet yeni yaşam alanımıza gelmiş bulunduk :). Kalacağımız yer olan Hiawatha’ya geldik içeri girdik, herkes Türkçe konuşuyor. “Allah kurtarsın!” diyenler var. Ne oluyor nerdeyiz biz nereye geldik falan diye birbirimize soruyoruz. Gülüyoruz bir yandan şoktayız. Ama hoşumuza da gitti. Burada herkes J1, bizim gibiler. Her ülkeden insan var. Washington’daki gibi bir başımıza değiliz. Odamıza yerleştik ertesi gün oryantasyona katıldık. Toplantının sonunda üniformalar verilmeye başlandı ve görevli baya bize kıyafetlerimizin farklı olacağını söyledi. Biz birbirimize baktık yine ne oluyor diye umutsuzca
Sonra ofis çağırdılar. HR’daki hanımefendi “sizin ingilizceniz daha iyi bu yüzden indoor theme park’ta ride attendant olarak çalışacaksınız” dedi. Gözlerimizde bir ışık, kulağımda ‘sev kardeşim’ şarkısı :)) O kadar çileden sonra olmak istediğimiz yerde yapmak istediğimiz işi yapacaktık.
Artık Tam Olarak Yerleştim
Yerleşim ve iş yeri halloldu. Sonra da arkadaşlıkla ilgili sorunlar başladı. Bu konu bize çok anlatılmıyor sanırım ben de daha önce birilerinden duymamıştım. Ama şunu bilmelisiniz ki buraya birlikte geldiğiniz arkadaşınızla aranız bozulabilir ve bir daha görüşmek istemeyebilirsiniz. Bunlara da hazırlıklı olarak gelin.
Yeni insanlarla tanıştık çok güzel dostluklar kurdum. Yeni bir oda arkadaşım oldu. Kendisi Çin’den gelmiş, çok kibar ve tatlı bir kız Çok iyi anlaştık, iyi ki tanımışım diyorum.. İş yerinde de Amerikalı arkadaşlarım oldu beraber calıştığım. Hepsiyle çok yakınız beraber Chicago’ya ve burada bir sürü yere gittik. Burada güzel bir dost daha kazandım Azeri bir kız , Türkiye’de okuyor çok değerli bir insan . Türkiye’de de dostluğumuz devam edecek
Bu Work and Travel Tavsiyeleri Kulağınıza Küpe Olsun
Buraya ilk geldiğinizde çok tecrübesiz oluyorsunuz. Ne yapacağınızı; ne yiyeceğinizi ve nereye gideceğinizi bilmiyorsunuz ama hepsi geçici. Bir süre sonra her şeye alışıyorsunuz Yemekler gerçekten çok farklı. Yemek kültürü yok diyebilirim. Ancak Meksika restoranlarına giderseniz yemekleri neredeyse bizim Türk yemekleriyle aynı diyebilirim, lezzetler çok benzer
Amerika’da hemen her yerde internet bağlantısı oluyor, bu yüzden hat almanıza gerek yok. Ailenizle sadece internetten rahatlıkla konuşabilirsiniz. Ödemeler maaş şeklinde değil iki haftada bir ödeniyor. İlk paycheck’iniz bir haftalık ödenecek. Şaşırmayın
Eğer para biriktirmek istiyorsanız planlı harcama yapın derim. Ben o planlamayı pek yapamadım ama güzel yerlere harcadım, pişman değilim :)) Work and Travel 2016 adayları için başka ne anlatabilirim ne tavsiyede bulunabilirim bilmiyorum. Uzun bir yolculuğa çıkacaksınız ve emin olun çok güzel şeyler yaşayacaksınız.
Bunları size şu an Amerika’da Wisconsin Dells’te kaldığım Hiawatha Residence’den yazıyorum. Burada son 15 günüm. Rüya gibi bir yaz geçirdim. Gerçekten unutulmaz bir yaz oldu. Buradan ayrılacağım için üzülüyorum ve seneye tekrar Work and Travel’la gelmek istiyorum. İyi ki geldim diyorum. Sizlere son bir tavsiye Wisconsin Dells, Downtown’daki YOLO Café (Burası bir Türk cafesi)’den öğrendiğim bir şey: “You Only Live Once”. Bir kere yaşıyorsunuz, yasadığınız her anın tadını çıkarın :))
Umarım okurken sıkılmamışsınızdır. Hepinize harika bir ‘Work And Travel‘ diliyorum ve öyle olacağından şüphem yok :))
Dilan Yildirim
Dokuz Eylul Universitesi
Wisconsin Dells
9/9/2015